Tüp Bebekte Başarı Oranları

Tüp bebekte başarı oranlarını etkileyen bir çok faktör vardır. Bunlar; kadının yaşı, erkeğin spermi ile ilgili etkenler (azospermi, varikosel vs), üreme organları dışında bazı özel hastalıklar, geçirilmiş eski hastalıklar, daha önce gebe kalınıp kalınmadığı, daha önce doğum yapılıp yapılmadığı gibi faktörlerdir.

Her gün tüp bebek merkezimizde başarı oranlarını soran kişilerden bir çok mail ve telefon almaktayız. Başarı oranı denince neyin kastedildiği çok önemlidir. Başarıdan kasıt gebelik oluşması ise, gebeliğin nasıl tespit edildiği de sorgulanmalıdır. Gebelik testinin pozitif olması, 6. gebelik haftasında yapılan ultrasonda gebelik kesesinin ve fetal kalp atımlarının görülmesi ve hatta doğum başarı olarak kıstas alınabilir. Gene oran hesaplanırken paydada neyin olduğu da önemlidir. Tüp bebek tedavisine başlayan hasta sayısı mı, yoksa kendisine embryo transferi yapılan hasta sayısı mı esas alınmıştır? Gene hastaya transfer edilen embryo sayısı yönetmeliklere göre hastanın yaşı ve tüp bebek deneme sayısı gibi tibbi olarak problemli kriterlere bağlanmıştır. Hasta yaşı 35 üzerinde ise veya ikinci denemeden sonra iki embryo transfer edilebilmektedir. Kaliteli embryo olmak koşulu ile transfer edilen embryo sayısının artması gebelik şansını arttırmaktadır. Öte yandan pekçok hastaya gerek over rezervi, gerekse başka sorunlardan dolayı daha fazla embryo verilmesi gebelik şansı açısından önemli olduğu halde sadece yaş gözetildiği için tek embryo verilebilmektedir. Bu ve başka burada tartışılması açısından karmaşık nedenlerden dolayı basit bir gebelik oranı klinik başarısı hakkında yeterli fikir vermekten çok uzaktır.

Gene hemen hiçbir yerde geçmeyen ve önemli bir klinik başarı göstergesi, başvuran infertil çiftlerin yüzde kaçının 3-4 deneme sonunda gebe kaldığıdır. Bu hastalara yaklaşım, bütçelerini ayarlama, düzenli kayıt ve önceki denemelerden alınan derslerin kullanılıp kullanılmadığı gibi pekçok kriteri barındıran ve klinik başarısını gösterebilecek çok önemli bir parametredir. Ancak hesaplanması ve klinikler arası farkların gösterilebilmesi açısından çok zor bir değerlendirmedir.

Özetle, hastalarımıza klinik seçerken basitçe gebelik oranınız nedir sorusu yerine çalışan hekimlerin bu konudaki tecrübelerini, kaç yıldır bu konuda çalıştıklarını sorabilirsiniz. Gene klinik kaç yıldır bu konuda çalışıyor. Yirmi yıldır çalışan bir IVF kliniğine gebelik oranınız nedir diye sormak anlamlı değildir.

Klinik seçmek için değilse de sizin özel durumunuz için o klinikteki tahmini gebelik oranını sormak anlamlıdır. Bu size tedaviye başlarken ne ile karşı karşıya olduğunuz hakkında bilgi vermek açısından önemlidir. Örneğin 10 yıldır infertil olan, 41 yaşında ve daha önce 4 kez tüp bebek denemesi yapmış ve gebe kalmamış, yumurta rezervi açısından problemli, önceki denemelerinden 3-5 oosit çıkmış, sperm sayı ve morfolojisi açısından problemli bir çift gebelik şansını sorduğunda %50 cevabını alıyorsa, o klinikten uzak durması gerektiğini bilmelidir. Öte yandan yeni bir deneme için zaman ve para harcamadan önce şansının ne olduğu konusunda hekimine danışmalıdır.